AYILAR:
Türkiye’de çoğunlukla Kahverengi Ayılar bulunmaktadır ve en çok bulunan yer Uludağ / Bursa’dır. Ormanlık, dağlık, stepleri ve açık alanları severler. Dağlarda da yüksek rakımları tercih ederler. Sadece Trakya bölgesinde görülmezler.
1.5 m .den 3 m .ye kadar boylara kadar ulaşırlar. Haziran ve Temmuz aylarında çiftleşirler 9 aya yakın hamilelik süreleri vardır. Sebze, meyve, bal ve balık başlıca gıdalarıdır.
Meraklı hayvanlardır. Zekidirler. Asla gereksiz yere hiçbir canlıya saldırmazlar. Özellikle İnsanlardan genelde uzak dururlar. Yavrularını ve yuvasını korumak için savunma maksatlı saldırırlar. Aç bile olsalar kolay kolay insanlara saldırmazlar. Yeter ki bölgesinden uzak durulsun ya da kendisinin uzaklaşmasına fırsat verilsin. Bu sebepten beklenmedik durumlardan, habersiz yaklaşmalardan, sinsi hareketlerden hoşlanmazlar. Ayıların bulunduğu bir bölgede iseniz kesinlikle varlığınızı belli edin. Grup olarak ve sesli hareket edin. Sık çalıklar arasında seyahat etmekten de kaçının, çünkü bir anda karşınıza çıkabilirler. Kısacası sesinizle, görüntünüzle ve kokunuzla varlığınızı bilmeli. İnsanlar gibi yol ve patikaları kullandığı için aynı yol ve patikaları kullanmamaya, bölgelerinde kamp kurmamaya dikkat edin.
Eski bir deyişe göre; “Ormanda çamın bir iğne yaprağı düştüğünde bunu bir kuş görür, bir geyik duyar ve bir ayı koklar” yani ayılar en iyi koku almada iyidirler. Yuvasını ve yavrularını tüm gücüyle ve acımasızca korurlar. Bu nedenle bir ayıya ve bölgesine yaklaşmamaya gayret edin. Kendi bölgesi dışında karşılaşırsanız, onu görmemiş gibi davranın ve oradan uzaklaşın. Zaten o da oradan uzaklaşacaktır. Koşmayın, arkanızı dönün ve uzaklaşın. Çok hızlıdırlar ve asla kaçamazsınız.
İlk hareketi genellikle ayağa kalkıp, havayı koklamak ve kulaklarını size dikmesi olur. Bu sizi tanımaya çalışmak istemesidir. Hatta size yaklaşıp sizi koklamaya bile kalkabilir. Onunla konuşun, tehlike görmezse sizden uzaklaşacaktır. Sizde geri dönün ve yürüyün. Yok eğer diş gösterip, kulaklarını geriye atmışsa, kızmıştır ve büyük ihtimal size gövde gösterip, saldıracaktır. Dikkatlice uzaklaşın ve saldırması kesinleştiğinde yanınızda bulunan bir eşyayı ona bırakıp, en yakın ağaca tırmanın ve gitmesini bekleyin. Isırmak yerine pençe atarlar bu da daha az yaralayıcı olacaktır. Siyah Ayılar ağacı yıkmaya, sallamaya, hatta tırmanmaya çalışacaklarından ağaç siyah ayılar için çare olmamaktadır.
Bir Ayı İle Karşılaşırsanız:
Varlığınızı gösterin. Sizi bilsin.
Bölgeden sakin bir şekilde uzaklaşmaya başlayın ve onu kışkırtmayın.
Uzaklaşmasını sağlayın ve asla savunmaya veya saldırıya geçmeyin.
Yaklaşırsa onunla konuşmaya çalışın. Ayağa kalkması merak işaretidir.
Peşinizden gelirse durun ve yere oturun. Nasıl olsa kaçamazsınız.
Korkmadığınızı hissettirin, her şeye rağmen saldırgan tutum takınırsa ve saldırganca üzerinize yürürse gerekirse ona bağırın ve sizde saldırganlaşın.
Size ilk etapta hafifçe vuracaktır, hemen yere düşün ve ölü taklidi yapın. Cenin pozisyonu alın. Hareket etmeyin ve gitmesini bekleyin, yoksa oradan ayrılmayacaktır.
İlk saldırı maksatlı pençe darbesi hafif yaralar, genellikle öldürücü davranmazlar.
Saldırısı kesilmezse siz daha saldırgan olun ve savaşın.
Geceleyin saldırırsa yapacağınız tek şey kaçıp kurtulmaktır. Ya da savaşmaktır. Siz onun için ya bir avsınız, ya da ailesi için bir tehdit.
Yiyeceklerinizi açıkta tutmayın ve kamp yapıyorsanız çadırınızda bulundurmayın.
KÖPEKLER:
Ayılarda olduğu gibi davranılır. Yalnız onlar daha çevik ve daha inatçıdırlar. Aç bir vahşi köpek tam olarak saldırgandır ve istisnasız kurtuluş yoksa onu bertaraf etmeye, taşla sopayla kaçırmaya, gerekirse öldürmeye çalışmak gerekir.
Köpekle karşılaşmada bilinen ve oldukça etkili olan ilk yöntem, köpekten korktuğunuzu belli etmemeniz ve kaçmamanız. Köpek bunu fark edecek ve duraksama eğilimi gösterecektir. Yanınızda götüreceğiniz köpek bisküvileri işe yarayacaktır. Ama bu sefer sizi bırakmamak gibi bir durum söz konusu olabilir. En etkili çözüm uzun menzilli biber gazı spreyleridir. Yanınıza alacağınız çocukların kullandığı torpiller de işe yarar, korkup kaçarlar. Ama yangın tehlikesine dikkat edin.
DOMUZLAR:
50 Kg .dan 300 Kg .a kadar ağırlıkta ve 180 c.ye kadar boyda bulunabilmektedirler. Derileri oldukça kalın ve yağlıdır. Tüyleri serttir. Fırça yapımında da kullanılmaktadır.
Yaban domuzu hemen hemen her yerde bulunmasına karşın, daha çok fundalık, nemli orman ve sık çalılıklarda görülür. Sıcağa karşı dayanıksızdırlar. Güneş çarpmasından da etkilenirler. Bu da yazın onlarla karşılaşma ihtimalimizi ortadan kaldırmaktadır. Ancak çok soğuk kış şartlarında çok uzun mesafeler gidebildikleri bir gerçektir. Koku alma duyuları çok gelişmiştir. Havayı koklayarak tehlikeyi sezebilirler. Et ve ot her şeyi yerler. Erkek yaban domuzlarının dişleri bıçak kadar keskindir, dişlerini sürekli bilinçli keskinleştirme özellikleri vardır. Dişleri mikrop taşıdığı için açtıkları yaralar da azar. Domuzların en sık görüldükleri saatler sabah çok erken ve gece saatleridir.
Domuzların en kızgın dönemleri çiftleşme zamanlarıdır. Özellikle erkekleri son derece saldırgandır. Çiftleşme, hamilelik ve yavruların sütten kesilme süreleri boyunca erkek ve dişi çok tehlikelidirler. Erkeklerine Azılı, dişerine Skrofa, yavrularına Potnak derler.
Şimdi, bir domuzla karşılaşıldığında ne yapmalıdır?
Yaralı domuzla karşılaştığınızda en yakın ağaca çıkmaya çalışın.
Çok seri ve çeviktir dikkatli olun. Grup olarak kalın.
Köpek gibi ısırma özelliği vardır dikkatli olun.
Taş atmak veya başka şekilde kaçırmak mümkün değildir.
Dolaştığınız yerlerde taze ayak izlerine rastlarsanız oradan uzaklaşın. Ayılar bile yaklaşmaz.
Ayılarda olduğu gibi gürültülü davranışlarda bulunun.
YILANLAR:
Türkiye’de bulunan yılanların hemen hemen hepsi Engerek türüdür. Bu yüzden Engerek yılanına göre bilgilendirmeyi uygun gördüm.
Ülkemizde Boynuzlu Engerek, Kara Engerek, Koca Engerek, Küçük Engerek ve Şeritli Engerek olmak üzere 5 tür bulunur.
Boynuzlu Engerek ( vipera ammodytes )
Boynuzlu Engerek , Marmara, Ege ve Akdeniz bölgeleriyle Anadolu’nun kuzey kesimlerine yayılmıştır. Genellikle çalılık ve taşlık bölgelerde bulunan Engerekler, çalılara ve alçak boylu ağaçlara tırmanabilirler. Uzunluğu 50–60 cm.dir. Erkekleri 90 cm . boya erişebilir. Burnunun ucunda kalkık bir çıkıntı bulunur.
Kara Engerek , Türkiye’nin yalnızca Doğu Karadeniz bölgesinde bulunur.
Koca Engerek , Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Adana yöresinde yaşar. Ovalarda, ormansız ve taşlık dağ eteklerinde barınır. Türkiye’de yaşayan en iri ve kalın türdür.
Küçük Engerek , Türkiye’nin kuzeydoğu kesimlerinde ve Antalya yöresinde bulunur. Terkedilmiş yapılarda, tarlalarda ve bahçe aralarında rastlanır. Uzunluğu 40–50 cm.dir. Soluk kahverengi, sarımsı ya da zeytin yeşili sırtında boğumlu ve keskin kenarlı esmer kahverengi bir bant bulunur.
Şeritli Engerek , Marmara, Ege, Akdeniz, İç ve Güney Anadolu olarak oldukça geniş bölge yayılımı olan bu tür, genel olarak dağlık bölgelerin ormansız ve taşlık kesimlerinde bulunur.
Engereğin ısırdığı yerde aralarının açıklığı 1 cm . olan iki diş izi bulunur.
Engerek ısırdığında ani ve şiddetli bir ağrıya, sokma yerinin şişmesine yol açar. Daha sonra gözbebekleri genişler, sokma yerinde kanamalar görülür. Sırasıyla bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, kalp atımlarında ve solunumda hızlanma ortaya çıkar.
Hastanın genel durumu o ana kadar vücuda karışan vücuda karışan zehir miktarına bağlıdır.
Yılana Karşı Alınacak Önlemler:
1- Bulunduğu bilinen bölgelerde çizme ya da postal gibi uzun konçlu botlar giyilmelidir. Asla şortla dolaşmamalıdır.
2- İlerlerken önümüzde olan uzun çalılık ve otlar baton veya bir sopa yardımı ile aralanarak ilerlemelidir.
3- Yoğun bulundukları bölgelerde araç park ederken kapı ve pencereleri kısa süreli de olsa açık bırakılmamalıdır.
4- Yoğun bulundukları bölgelerde kamp kurmamalı kurulmuşsa bile çadırlar açık bırakılmamalı, açıkta yatılmamalıdır. Kampı kurarken de çadırlar kayalık, taş yığınlarına ve çalılık yakınlarına kurulmamalıdır.
5- Genellikle gece avlanmaya çıkacaklarından ateş için çalı çırpı toplamaya akşam saatlerinde çıkılmamalıdır.
6- Trekkinglerde dinlenme molalarında taş diplerine, çalı üstlerine ve yanlarına, kayalık aralarına oturmamalı, oturup kalkarken de dikkat etmelidir. Çantalarınızı kısa süre de olsa açık bırakılmamalı ve her zaman önünüzde tutmalısınız.
7- Su içmek için çeşmeye yaklaştığınızda da etrafını kontrol ederek hareket edin.